2 Temmuz 2010 Cuma

yalnızlık, vb.

sonra da işte taksime yürüdüm nişantaşından. gözeldi. yol boyunca taksimi düşündüm. ve de işte yürümeyi düşündüm (... biliyorum). şimdi bunlardan daha az ilginç olanını, taksimi anlatmaya başlayacağım. çello dinliyorum güzelmiş. taksim beni çeken bir girdap gibi! duygusal olarak bir çekimi var.. içimde gelgitler yaratıyor diyebilirim hatta. çekti çekti sonra gittim ve fazla geldi. ve belki de yalnız gitmek insanın daha da yalnız hissetmesine yol açıyor diye düşündüm. aklında oraya beraber gitmediğin kimseler ve eski anılar geliyor. insanları görüyorsun şen şakrak arkadaş çevreleriyle. yalnız ruhların girdabı gibi geldi bir an. beyoğluna doğru derinleşir şekilde.

violin road diye bir grubu myspace'te arayınca yo-yo ma adlı bir çellocu verdi bana. ama şikayetçi değilim ne yalan söyleyeyim.

sonra işte insanın annesi böyle korumacı olmayagörsün. bana paşabahçeden alınmış bir mamul muamelesi yapıyor. annemin istediği gibi bir hayat yaşasam istediğim hiçbir şeye sahip olamam herhalde. çünkü sadece güvenli ve tanıdık olanı yapar, gerçekten istediğim ve risk gerektiren uğraşlara soyunmam. halen nasıl aldanıyorum bilmiyorum ama çok kolay aldanırım gibi geliyor, korkuyorum arada. bunu da aşmak lazım.

insanların birbirlerini etkilemesini düşündüm. parmakizlerini. insanın burnunun hep büyümesini. pinokyo çok garip değildi. yıkılan hayalleri ve insanların bunlara üzülmeye hakkı olup olmadığını. kendine karşı yani.
son olarak, en sevdiğim: crouching tiger, hidden dragon--bir eleştirisini okudum ki eleştiriye olan saygımı mislice artırdı, ve tabii filme de. meğer kadınlığa dair ne mesajlar içeriyormuş. sembolizm. gerçekten sevdim.

yo-yo ma'nın sitesi popüler heralde. şarkıları üçte birinde kesiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder